Obezite ve Şeker Hastalığı (Diyabet): Ayrılmaz İki Metabolik Yoldaş
Giriş
Tip 2 diyabet ve obezite, günümüzde global bir salgın haline gelen ve birbirini besleyen iki ciddi sağlık sorunudur. O kadar iç içe geçmişlerdir ki artık tıp dünyasında bu durumu tanımlamak için “Diyobezite” terimi kullanılmaktadır. Peki, fazla kilolar şeker metabolizmasını neden ve nasıl bozar? Bu yazıda, obezite ve diyabet arasındaki karmaşık ilişkiyi, bilimsel veriler ışığında ve herkesin anlayabileceği bir dille açıklayacağız.
İnsülin Direnci: İlişkinin Anahtarı
Obezite ile Tip 2 diyabet arasındaki bağın temelinde insülin direnci yatar. İnsülin, pankreastan salgılanan ve yediğimiz gıdalardan kana geçen şekerin (glukoz) hücrelerimize girerek enerjiye dönüşmesini sağlayan bir hormondur.
- Obeziteyle Birlikte Ne Olur? Özellikle karın bölgesindeki aşırı yağ dokusu (viseral yağ) sadece bir depo değil, aynı zamanda aktif bir hormon salgılama organıdır. Bu yağ hücreleri, vücuttaki insülinin etkisini bloke eden ve inflamasyon (iltihap) yaratan çeşitli hormon ve proteinler (TNF-alfa, IL-6, leptin, resistin, serbest yağ asitleri) salgılar.
- İnsülin Direnci Gelişir: Salgılanan bu maddeler, insülinin hücrelere şekeri sokma emrini görmezden gelmeye başlar. Yani hücreler insüline karşı direnç gösterir. Pankreas, hücrelere şekeri sokabilmek için daha fazla insülin üretmek zorunda kalır. Bu dönemde kan şekeri henüz normaldir çünkü aşırı insülin üretimi şekeri dengeler.
- Tip 2 Diyabet Ortaya Çıkar: Zamanla pankreas bu aşırı üretim tempousuna dayanamaz ve yorulur. İnsülin üretimi azalmaya başlar. Artık kan şekerini kontrol edecek kadar insülin yoktur ve kan şekeri yükselir. İşte bu noktada Tip 2 diyabet tanısı konulur.
Obezite Cerrahisi Diyabeti Nasıl Tedavi Eder? (Remisyon Sağlar)
Obezite cerrahisi, Tip 2 diyabet üzerinde inanılmaz derecede hızlı ve etkili sonuçlar verir. Ameliyattan günler sonra bile kan şekeri kontrol altına alınabilir. Bu etki sadece kilo vermeye bağlı değil, aynı zamanda hormonal değişikliklere de bağlıdır:
- Kilo Kaybı: Cerrahiden sonra hızla azalan yağ dokusu, insülin direncine neden olan hormonların salınımını durdurur. İnsülin direnci kırılır.
- Hormonal Etki (En Önemli Faktör):
- Artırılan Hormonlar: Bağırsaklardan salgılanan ve insülin salgısını artıran GLP-1, GIP gibi inkretin hormonlarının seviyeleri belirgin şekilde yükselir.
- Azaltılan Hormonlar: Mideden salgılanan ve insülin direncini artıran ghrelin hormonu azalır.
- Besinlerin Yolunun Değişmesi: Özellikle bypass ameliyatlarında, gıdaların oniki parmak bağırsağını atlaması, glukoz metabolizmasını olumlu yönde etkileyen henüz tam olarak anlaşılamamış mekanizmaları tetikler.
Bu kombinasyon, pankreasın dinlenmesine ve kendini onarmasına olanak tanıyarak insülin üretiminin yeniden normale dönmesini sağlar.
Kimler Diyabet Ameliyatı İçin Aday Olabilir?
Her Tip 2 diyabet hastası cerrahi adayı değildir. Uygunluk için genel olarak şu kriterler aranır:
- Vücut Kitle İndeksi (VKİ) değerinin 35 kg/m² ve üzeri olması,
- Tip 2 diyabet tanısının olması (Tip 1 diyabet için uygun değildir),
- Hastanın pankreasında hala bir miktar insülin rezervi olması (C-peptid testi ile ölçülür),
- Hastalığın süresi (Genellikle 10 yıldan daha kısa süreli diyabeti olanlarda sonuçlar daha iyidir).
Sonuç ve Önemli Uyarı
Obezite ve Tip 2 diyabet, birbirini kötü yönde tetikleyen ancak kırılabilir bir döngüdür. Kilo kaybı, bu döngüyü kırmak için en güçlü silahtır. Obezite cerrahisi, bu konuda en etkili araçlardan biridir ve diyabeti remisyona sokabilir (ortadan kaldırabilir veya ilaç kullanmadan kontrol altına alabilir).
Ancak unutulmamalıdır ki; remisyon, kesin tedavi anlamına gelmez. Hastanın sağlıklı beslenme, düzenli egzersiz ve doktor kontrollerini aksatmaması, diyabetin geri dönmesini önlemek için hayati öneme sahiptir.
Önemli Uyarı:
Bu içerik sadece bilgilendirme amaçlıdır. Tip 2 diyabetin tedavisi karmaşıktır ve endokrinoloji, metabolizma cerrahisi, diyetisyen ve psikologdan oluşan bir ekip tarafından yönetilmelidir. Cerrahi kararı, bu multidisipliner ekip değerlendirmesi sonucunda verilir.
